" Sen beni
bosuna hic kalbinin oralara koyma.."
Anlik yasamak
neyse de kendim kadar umursamaz bir insana daha rastlamadim hayatimin su son 8
yilinda hani. Malum hizli geciyor zaman, yapacak bir sey yok. Isin ilginc
tarafi, dogru – yanlis, hakli –haksiz her sekilde her biri benim. Bir anlik bosalmalarimi da saymazsak
sanirim pek sikinti yasadigim da soylenemez. Demek istedigim, mutlu olduklarim
agir basiyor olsa gerek halen devam edebiliyorum bazi seylere. Farkli zaman
dilimlerinde apayri iki insan oldugum gercegini ne yapacagiz bilmiyorum ama; la
la la la ben de boyleyim la la la la hep de boyleydim.
Deneme
yazmayi ozledim mi ona bile karar veremedim su ilk paragrafta ama gercekten
insani rahatlatiyor diye dusunurdum eskiden. Uc bes gozyasi falan; oh kafa
rahat, yalnizken tabii. Simdiyse, never & ever dedigim hareketleri yaparken
buluyorum kendimi sirf sakinlesecegim diye. Bir de sey var hani: harekete
geciren seyler.
Hayat ne ki
sonucta, anlik bir bulusma mi acaba? Yoksa gercekten de iz birakir mi insanlar
o anlarda? Fazla dusunmemek en mantiklisi. Du-sun-me-ye-cek-sin. Yoksa bir
bakmissin hindi de erdi sonun..
Peki siz
gercekten geldiginiz gibi gidebilir misiniz? Hani ben takilip kalmayin desem
de, bazen haketmedigini dusundugumuz seyler yapariz insanlara. Sadistlik mi
desek kendimiz pek memnun da sayilmayiz bu durumdan aslinda ama bazen ucup,
kurtulamazsiniz her seyden. Onlar da kurtulamaz, icimizde bir yerlerde kalirlar.
Her seyi bir kenara attigimizda peki, kendi
hayatimizdan yedigimiz bosunaliklar bizi ilgilendirir, ya baskalarindan
aldiklarimiz? Istersen, dusunme iste. Sorgulanmazsin da belki.
Ruhum.
Begbie..*